14 Ocak 2010 Perşembe

I.Poetica

Şiirin zerk edilişi vücuda... Şirin akışı damardan kana benzer bir kıvamda. Acı sanılan, acı olan, asıl olan yalnız olmakken... İki karanlık arası gün doğmasının gereksiz varlığı etrafımda dolaşan. Uzakta sızlayan bir yara, biraz daha yakınında o yara için ağlayan bir kız. Yine gel, gel, gelme ya da sen bilirsin. Ama yine de yine gel.... Yine gel canın istediğinde. Kanayan yaraların çekici olduğu söylenmişti bana bir zamanlar birileri tarafından. Öyleyse çekicilik ölüme en yakın vakitlerde gizli olmalı. Kırmızı olsun ama illa kırmızı olsun diyen birinin geçişi hala kulaklarımda. Geçişler kapalı, açılım sadece karanlığa. Uzaklardaki yaranın sızısı hala etrafımda. Ağlayan kızsa adım be adım uzaklaşmakta. Birazdan en uzağımdaki o olacak.
Yalnız bırakılsın istiyorum bazen saray kapısı önünde. Melodi ağırlaşırken ve keman ağlarken yalnız kalsın istiyorum. Yankılar belki ilk duyduğunda anlamlandıramadığını anlamasına yardım eder. Ve başlıyor yine. Yine gel, gel yine. Yine gel canın isterse. Haber vermene gerek yok sadece yalvarırım geri gel. Gel ve bana bak. Çok çekici olduğumu göreceksin. Uzaklarda sızlayan yaradan bile çekici. Giden kızdan güzel, kanayan yaradan daha anlamlı. O yüzden yine gel. Yüzüme bakmaya olmasa da tenimi yırtmaya gel. Yine gel sesimi duymadığında. Ne zaman gönlün hoş olsun istersen yine gel. Yine geleceğin ümidini aşılamaya gel en azından. Ve yine gel gitmenin gelmen için olduğunu düşünmem için bile olsa. Etkisini kaybediyor şiir, ikinci bir doz aldığımda gel ya da yine gel ve hatta yine ve yine ve yine...

Moya

0 yorum:

Yorum Gönder