21 Ocak 2010 Perşembe

Biliyorsun halledebilirim her zaman yaptığım gibi

Çarşafların altında bir tünel var! Bahçelere gittiği söyleniyor demek isterdim ama söylenceyi yayacak bilgi sahibi sadece benim ve kendi başıma kulaktan kulağa oynayamayacak kadar acizim. Elimde kalem kağıt planını çıkarmaya çalışıyorum tünelin. Önce çizilmesi gereken çok karanlık bir alan. Tüm kağıdı karalayarak çizimimi tamamlamayı planlıyorum. Keşif dediğin herkesin kendi çarşafının altında. Karanlıktaki plansa ancak oradayken anlam ifade ediyor. Kağıdı eline alıp bakıyorsun ve yazıyı görüyorsun “karanlığa doğru ilerle”
Bir sigara yakmak için en iyi zaman bir sigara içmek için en iyi zaman olduğunu düşündüğünüz dakikadır. Ki bu durumda daha iki dakikamız var.
Yelkovan kuşunu akrepten uzak tutman gerektiğini öğretmişti bana bir adam. “Zamanı öldürmek istemiyorsan dikkat edeceksin buna. Zehir dediğin saatleri yeşile boyama derdinde. Kıskançlık kendi etini yerken akrebin yediği o minik kuşa bakmayı için kaldırabilecek mi?”
Hareketsizlikten yakınan bir kadınla tanışmıştım bir zamanlar. “Hareket” diyordu benim tek eksiğim. Oysa ben ona bakarken çok daha büyük şeylerin eksiğini görebiliyordum.
Sonradan o kadından konuştuğunu iddia eden bir heykel olarak bahsedildiğini duymuştum. Kendimden şüphelenmek yerine sadece onların dediklerini onaylar bir şekilde “Evet evet, heykeller nefes de alamaz zaten” deyip kalabalığın arasından dikkat çekmeden ayrılıp uzaklaşmıştım.
Bunu öğreneceksin önce. Kimse olmamayı... Biri olursan başına gelecekleri kaldıramayacağını ve hiçliğin getirdiği o rahatlığı. Birileri hiçliğinin üzerine bir varoluş yüklemeye çalışacak zaman içerisinde, o zaman da silkinmeyi öğreneceksin. Sokaklarda omuzlarını silkip yoluna devam edenlerle daha manidar bakışmaya başlayacaksın hemen sonrasında da.
Öğrendiklerimi gözden geçirmeye çalıştığımda bir hüzün kaplıyor içimi zira bunlar değildi benim hayatta merak ettiklerim. Şimdiyse artık yaşayamayacağım bir hayatın bilgilerini çalmaya çalışıyorum sadece. Yaşamın sahibi hırsızlığımı fark ettiğinde beni nasıl cezalandıracak? Olay yerini terk etmek isterim ama genel bir kanı var, elbette bir gün geri geleceğim. O zaman yakalanmamı kim engelleyecek? Kimse bu zamanların krokisini, yangın çıkışlarını çizmemiş. Beni orada dımdızlak bırakmış.

Nerede kalmıştım ben?

Küçükken gittiğim bir sirki hatırlıyorum. Ortada bir alan içerisinde hareket eden bir şeyler vardı bir de kenarda ağlayan sakallı bir kadın. Yemyeşil gözlerinden kıpkırmızı sular akıtmayı başarıyordu kadın. Gösteri bittiğinde herkes benimle kadını mı alkışladı yoksa ring içerisindeki o gereksiz kalabalığı mı tam emin değilim. Ama benim gördüğüm en ilginç şeydi bu. Belki de bu kadını, sırf her zaman aklımda olabilmesi için tünel planıma yerleştirebilirim. Böylece karanlığın mahremiyeti içerisinde şovuna devam edebilir. Plana bakan bir olduğu zaman da kibarca onlara kendini değil karanlığı izlemelerini söyleyebilir.
Ama önce planı bitirmeliyim. Karanlığa gözüm alışmadan bu işi hemen halletmeliyim. Sigara molasını es geçmeli işime devam etmeliyim. Güneşin ilk ışıkları bozmadan tüm bu gizemli sahneyi...

Moya

0 yorum:

Yorum Gönder