24 Şubat 2010 Çarşamba

Kuşlar

Ağzında cam parçalayan bir adam. Elinde bardaksız şaraplar, parmaklarının arasından süzülen. Rejimdeyim diyor adam, aşk rejimi benimkisi... şarap canımı yakmaktayken mezesi bardak olan.
Üzülmeye, telaşa mahal yok. Bana hiçbir yerde mahal yok zaten. Yalnızlık tepemde kukuman kuşu. Ardıçkuşu hikayeleri anlatıyorum ona. Diyorum ki abdalın aşkı aptalın kaşığı... anlıyor mu beni? Ötüyor mu ki bana? Duyduğum sadece cam kırılması.
Rejimdeyim bu akşam. Şarap dibi küf kokulu yalnızlık ağzımdaki. Kan dedikleri şarap mayası... Can acıttığı hikayesi de yalan bir yere kadar. Nereye kadar olduğu sana bana göre değişir.
Radyoda çalana dokunma, dağıtıyorsun notaları. Kukuman kuşu ötüyor mu yine? Bana mı dedikleri? Anlamalı mıyım kafasından geçenleri?
Rejimdeyim bu akşam dedim ya, çekin o rüzgar gülünü karşımdan. Koyun karşıma bir kadın ve anlatayım size onun hikayesini. Nasıl bölündüğünü amip görüntüsünde ama hep bir bütün kalıp acı çektiğini. Geceleri ağladığını anlatayım size kimselere duyurmadan. Cam taneleri, inci taneleri gözünden akanlar... aklında harfler, kelimeler oluşturamayan, kelimelere dönüşmesi yasak olan. Kendine yasakladığı kelimeler ve gözyaşları arasında kalan bir kadın verin bana ve ben de size onun hikayesini anlatayım.
Çekil radyonun önünden görüntüyü engelliyorsun. Kukuman kuşu dans ediyor orada bir yerlerde, tam tepemde. Ardıçkuşu hayallerinde...
Bense kadının kelimelerini kaşıklamaktayım tüm bu aptal ve kanlı halimle...

Moya

0 yorum:

Yorum Gönder